Türk basınının yüz akı, Cumhuriyet gazetesinin kendisiyle özdeşleşmiş yazarı, “Aydınlanma Bilgesi” İlhan Selçuk, tam olarak yarım asır önce, 19 Ekim 1972’de düzmece bir suçlamayla gözaltına alındı, 12 Mart rejiminin işkencelerinden geçti, onurlu duruşundan ödün vermedi, yargılandı aklandı… Tıpkı bu tarihten 36 yıl sonra, “Ergenekon” adı verilen kumpas davasında tutunduğu tavır gibi, işkencecileri özgüveni, onuru, zekâsı ve iradesiyle bozguna uğrattı. Üstelik dünya hukuk tarihine geçecek bir yöntemle, “akrostişli savunma” yaparak, Uğur Mumcu’nun dediği gibi, eğilmeden bükülmeden… Bu ülkede yurtsever olmanın ve onurlu bir gazeteci olmanın bedeli ağırdı, zorba iktidarlar bu bedeli her dönemde İlhan Selçuk’a ödetmeye kararlıydı. Ama o da yaşamı boyunca kendi heykelini yontmaya devam etti; boyun eğmeden, direnerek, tarihe iz bırakarak… İlhan Selçuk’un Ziverbey İşkence Köşkü’nü ve işkenceye karşı duruşunu anlattığı ölümsüz eseri, dostları Ali Sirmen ve Prof. Dr. Emre Kongar’ın kapsamlı sunuş yazılarıyla, genişletilmiş ve belgelerle zenginleştirilmiş yeni basımıyla, ellinci yılında, yeniden sizlerle…