16. yüzyıl Osmanlı düşünce dünyasının önemli isimlerinden Kemalpaşazâde, Arapça telif ettiği bu eserinde temelde “zihin” kavramının mahiyetini ve sınırlarını belirliyor. Zihnî varlık hususunda eserler veren el-Cürcânî, Ḳuṭbüddin er-Râzî, Devvânî gibi alimlere yaptığı atıflarla red ve kabullerini dile getirerek eser içerisinde geniş bir tartışma zemini kuruyor. Varlığı haricî ve zihnî olmak üzere ikiye ayıran Kemalpaşazâde, zihnî varlık meselesinin düşünce dünyasındaki yansımalarını göstermeye, meseleye bir varlık alanı açmaya çalışıyor. Bu kavramın “nefsü’l-emr”, “gölge varlık”, “asîl varlık”, “suret”, “husûl” gibi çeşitli kavramlarla olan benzerlik ve farklılıklarını ele alarak zihnî varlığın “ne olamayacağı” ile ilgili de kelâm ve felsefe okurlarına yeni pencereler açıyor.