Engin Akyürek’in ikinci öykü kitabı Zamansız, tam da kimsenin zamanının olmadığı zamanlara inat karşımızda. Zamansız olan ne varsa hissettiğimiz, bu kitapta ustaca anlatılmış ve okurların yüreğine girmeyi bekliyor; ilk aşkın heyecanı, önyargılara kurban edilmeyen dostluklar, ölümsüz aşkın en güzeli, patilerin ve tüylerin huzuru, en pürüzsüz karşılaşmalar, dost sohbetlerinin yumuşaklığı, teknolojinin bile aramıza giremediği zamansızlıklar ve daha niceleri… İnsanlar öpüşürken neden gözlerini kapatıyorlardı? Karanlığın içinde yeni bir dünya keşfetmek için miydi acaba? Atalarımız belki de kendi mahremlerini yaratmanın formülünü yıllar önce bulmuştu… *** Tanışalı bir saat on üç dakika olmuştu. Nereden mi biliyorum? Zamanı düşünmeden her şeyimle orada olduğum bir an yaşamamıştım da ondan. *** Hissettiklerimi sindirmem için telefonun ekranına bakma ihtiyacı duymuştum. Âşık mı oluyordum, yoksa yeni tanıştığım birinin bilinmezliği beni bir yolculuğa mı davet ediyordu?