Başlar eğik, uzandı kollar Getirip, bir yere bıraktılar Toplandı herkes etrafıma Beyaz sarıklı bir adam Bir şeyler söyledi kalabalığa Sonra, hep birden döndüler benim tarafa El kol hareketleri sonra Yine aldılar eller üstüne Getirdiler bir çukurun başına Mezar diyorlar buna Bir kişi, iki kişi indi Beni de indirdiler çukura Yere yatırıp, tahtaları dizdiler Her tahtayla, ışığımı çaldılar Son tahtada karanlığa bıraktılar Sesler başladı, toprak sesleri Kürekler çalışıyor, ağırlık artıyor, Ve kesildi sesler Ve anladım, ben ölüyüm Hiçbir şey hissetmedim Sadece yüreğim sızlıyor.