Gözden kaybolmuştu ama ancak şimdi anlıyordum ki Zahir, bir nesneyi takıntı haline getirmiş bir adamdan çok daha öte bir şeydi, Borges’in öyküsünde bahsettiği Kurtuba camiinin bin sütunundan sadece biriydi, ya da iki senedir korkunç biçimde tecrübe ettiğim üzere, Orta Asya’da bir kadındı. Nesilden nesle aktarılmış her şeye yönelik bir takıntıydı Zahir, hiçbir soruyu cevapsız bırakmıyor, bütün boşluğu dolduruyor, her şeyin değiştiği gerçeğini hesaba katmamıza asla izin vermiyordu.Savaş muhabiri karısı bir gün ansızın kayıplara karışan ünlü bir yazar… Paris gecelerinde gizli buluşmalar… Şamanlar ve berduşlar… Yoksulluklarına rağmen hayatı dolu dolu yaşayanlar… Yazgılarının peşinden koşanlar… Yüreğini pusula ederek yollara düşen bir âşık…Paulo Coelho’nun en samimi romanlarından Zahir, Santiago Yolu’nda filizlenip Paris sokaklarından geçerek Orta Asya’nın bozkırlarına uzanan büyüleyici bir aşk hikâyesi.Aşk vahşi bir güçtür. Zapt etmeye çalışırsak bizi mahveder. Hapsetmeye çalışırsak bizi köle eder. Anlamaya çalışırsak bizi şaşkına çevirir.