Prof. Dr. Erol Manisalı , bu kitabıyla birçok soruyu kendine soruyor ve kendince yanıtlar arıyor , okuyanda film şeridi etkisi yataracak biçimde; "Ben bu kitapta neyi anlatmaya çalıştım ya da çalışıyorum?Kendi üzerimden Türkiye'yi mi yoksa Türkiye üzerinden kendimi mi?Kendi yaşamımı göz ününe aldığımda her ikisi iç içe geçmiş durumda.Kendimi anlatırken Türkiye'nin 1940'lardan , 50'lerden bugüne gelişindeki olaylar dizisi , dönüşümler , Atatürk döneminden farkları benzerlikleri ...Atatürk Cumhuriyeti'nden ve devrimlerden Batıcılığa , İslamcılığa ,az gelişimlik kısır döngüsüne dönüşümler , inişler , çıkışlar...Toplumsal örgütlenmeden kopuşlar , Köy Enstitülerinden İmam - Hatip okullarına dönüşümde iç ve dış faktörlerin etkileşimleri...Türkiye'yi anlatmaya başladığımda da lise çağlarımdan başlayarak onun bir parçası oluşum , olayların içinde yaşayışım...Öğrencilik yıllarımda TMGT , asistanlık .... Hocalık yıllarımda toplumsal ve toplumcu siyasetin , kültürün hatta sanatın bir parçası oluşum...Dolayısıyla ; hem kendimi anlatırken hem de Türkiye'yi ve dünyayı anlatmışım.Hem de onları anlatırken , aslında beraberinde kendimi de anlatmak durumunda olmuşum.Kendi bakış açımı kullanarak hatta kimi zaman duygularımı bile işin içine katarak ikisini birleştirmişim.Kimi Avrupalı arkadaşlarım bana şunu söylemişlerdir; "Erol , biz seninle konuşurken sadece Erol'la değil , kendimizi Türkiye ile de konuşur gibi hiisediyoruz.'Başlangıçta yadırgadım bu ifadelerini sonraları düşündüğümde , haklı olduklarına inanmıştım"