Sincap bir bahar günü parkta o ağaçtan bu ağaca koşturup oynarken ağaç arkadaşlarının mutsuzluğunu fark etti. Her biri yakınıyordu ve hepsinin ortak bir isteği vardı: Bu parkı terk edip gerçek bir ormana gitmek.Peki bu mümkün müydü?Gülgün Çako’nun yazdığı Yürüyen Ağaç kitabına Dilek Yördem’in renkli resimleri eşlik ediyor.TadımlıkYüzünü elleriyle kapattı. Sonra yine açtı:“Bir, iki, üç, dört ağaç yürüyor. Vay canına... Gerçekten yürüyorlar. Bir, iki, üç, dört...”Derken gözlerini dünya kadar açtı:“Bir ağaç koşuyor arkadaşlarının arkasından. Hatta başında bir kuş uçuyor.”Evet, ardıç hâlâ koşuyordu arkamızdan. Ardıçkuşu başında uçuyordu.Hep beraber selamladık çocuğu. O hâlâ kemiriyordu havucu, gözlerinde hayaller koşturuyordu. Tıpkı yağmur damlaları gibi.