Burroughs bu deneysel, mozaiğimsi romanda yine şiddetin anatomisini ve uygarlığın kirli haritasını çıkarıyor. Dünyayı yaşanmaz bir hale getiren bütün iktidar odaklarına, ırkçılığa, vahşi kapitalizme, ataerkil hegemoniye acımasız bir şekilde saldırırken, anlatış şekliyle de sarsıcı ve aykırı bir dil yaratıyor. Amerika’nın vahşi tarihiyle, Kızılderililer’e, Vietnamlılar’a, siyahlara, eşcinsellere ve diğerlerine uygulanan şiddetle en korkusuzca yüzleşen Amerikalı yazarlardan biri olan Burroughs tarihi ve geleceği bir daha düşünmenizi sağlayacak.