Cumhuriyet döneminde yetişen biri olsa da kadına hiçbir şey gökten zembille sunulmaz. Yaşar Seyman da doğuştan sahip olduğu yeteneklerini, kendini içinde bulduğu koşulların olanakları kadar olanaksızlıkların diyalektiğinden beslemiş bir yazardır. Var olan değerler sisteminden karakterine uygun olanları özümseyerek zenginleşmiştir. Tıpkı 19.yüzyılda yaşamış Fransız tarihçi ve düşünür Hippolyte Taine’nin çevre teorisinde belirttiği gibi, bir sanatçıyı ve sanat eserini belirleyen ögeler “ırk, çevre ve an”dır. O eseri yaratan sanatçının içinde bulunduğu ortamın önemi (milieu/çevre) ve sanatçının bireysel deneyimi (moment/an) esere yansır. Çağdaş bir yaşam, kadın-erkek eşitliği ve çok kültürlü toplum yapısını savunduğundan sosyolojik olarak ataerkil, muhafazakar ve milliyetçi yapıların bariyerleriyle karşılaşan Seyman da onlarla kalemiyle mücadele eder.