Ben hasta bir adamım… Zalim bir adamım ben. Albenisi olmayan biri... Sanırım karaciğerimden hastayım. Ama hastalığımla ilgili hiçbir bilgim yok, hatta ne hastası olduğumu bile bilmiyorum. Doktorlara ve tıbba saygım olsa da hiç hastaneye gitmedim, gitmeyi de düşünmüyorum. Koyu batıl inançları olan bir adamım, tıbba saygı duyacak kadar hem de… *** Dostoyevski’nin “Yeraltı paradoksçusu”, insanın varoluşunun kanunlarını belirlerken insanın aydınlanması fikrine, doğal bilim metotlarına, bilhassa da matematiğin pozitivist kesinliğine karşı çıkar. Kitabın kahramanı bazı durumlarda Kant’ın, Stirner’in felsefi düşüncelerine yakın olan tezlerden ve fikirlerden yararlanarak Aydınlanmacıların felsefi materyalizminin, ütopik sosyalizmin temsilcilerinin ve pozitivistlerin fikirlerinin, kaçınılmaz bir biçimde kaderciliğe ve özgür iradenin yadsınmasına neden olacağını ileri sürer: “Kendi bağımsız ve özgür irademiz, en vahşisi de olsa kendi kaprisimiz, bazen bizi çılgına çevirecek kadar sinirlerimizi bozan hayal gücümüz; işte tüm sistem ve teorileri darmadağın eden, hiçbir sınıflandırmaya girmeyen, göz ardı edilen en önemli çıkarımız budur.” *** Polemik ve paradokslarla yol alan, Dostoyevski’nin keskin zekâsının sınırları zorladığı ilk metni olarak Yeraltından Notlar...