“Olağanla olağanüstünün, gerçekle mistiğin, şimdi ile geçmişin ve geçmiş ile geleceğin, sınırlı ile sonsuzun buluştuğu tek bir olgu: Zaman. Zamanın bir sarmaşık misali karışık; uzayıp giden bir yol misali tekdüze akışı ile örülmüş bu hikayede, İhsan Efendi’nin yaptığı saatleri özel kılan bir mekanizma, içine yerleştirdiği ufacık bir parça; hayatın, hatta tüm insanlığın kaderini tayin edecek ve sizi geçmişe doğru masalsı bir yolculuğa sürükleyecek. Bu yolculukta kendinizi; M.Ö 4000’de Mısır’da bir güneş saati ustasının, M.Ö 1600’de Çin’de bir su saati ustasının, 8. yüzyılda Sevilla’da bir kum saati ustasının ve 13. yüzyılda Anadolu’da bir ateş saati ustasının yanında bulacaksınız. Diyar diyar gezerken macera ve aşk da bu yolculukta sizi yalnız bırakmayacak.”