Çok doğru: Yazlar, tıpkı rüzgârlar gibi gelir ve geçer. Biz de o yazlardan ardımızda yüzlerce anı bırakarak geçeriz. Sevilerimiz, kırgınlıklarımız, umutlarımız, hayal kırıklıklarımız; hepsi, hepsi geride kalır. Kimi bizi yaralayıp geçmiştir artık, kimi ise yaralarımızı sararak... Gözde kolejli bir genç kızdır. Yaz aylarını taşrada, dedesinin çiftliğinde geçirmek zorunda kalır. Çiftlik çalışanı Kerim’i tanıyıp onunla toprağı, suyu, hayvanları, bir şeyler üretmeyi sevdikçe yabancılığından kurtulur. Çünkü sevgi emektir ve insan bir şeyleri ancak emek verdiği zaman sevebilir. İlk gençlik edebiyatımızın usta kalemlerinden Aydoğan Yavaşlı bu romanıyla genç okurlarına, sürekli özen isteyen insan ilişkilerini hatırlatmak istiyor.