İnsan hayatı kardelenlerin yaşam süresiyle eşdeğerdir. Öyleyse bu kısacık hayatta dürüst olmak varken, niçin entrikacı oluyor insan? Güneşin dünyayı ısıtmaya başladığı ilkbaharın ilk günlerinde beyaz karı bir kurşun gibi delip geçer Berfin -kardelen- hep yaşayacakmış gibi, hiç solmayacakmış gibi dimdik durur. Annesinin, babasının nazlı gülü olarak bunu başarır da; büyür, serpilir genç kız olur, kariyer yapmak için ailesinden uzak üniversite okumaya gider… Ama sonra? Sonra, yine bir ilkbahar günü sonsuza dek solmadan yaşamayı arzuladığı kar gibi tertemiz ve bembeyaz bir aşka meclup olur. İşte ne olduysa ondan sonra oldu: Mistik bir biçimde işlenen bir cinayet… İdama mahkum bir maşuk… Selde boğulan bir eş ve kırk günlükken kaçırılan bir bebeğin ardında, bir ülkeden bir ülkeye başlayan zavallı annenin maceralı yolculuğundaki acımasız kıskaçlara göğüs gererek hayata tutunma yankısı…