İnsanın kendi varoluşu hakkında düşünce geliştirmesi, onun anlam arayan, anlam üreten ve anlam atfeden bir varlık olarak, aynı zamanda bir yaşama kültürü inşa etme çabasıdır. Yaşama kültürü, çağlara, toplumlara ve sonuçta bireylere dek uzanan farklılıklarıyla renkli bir dünya sunuyor. Bu renkli dünyada, herkesin yaşam algısı ve yaşam tarzı kendince olabileceği için, felsefenin öznel ve kişiye özel bir alanı üzerinde düşünce geliştirmeye çalıştığımız söylenebilir. “Yaşama” derken bir eylemi, “hayat” derken ise o eylemin sürdürüldüğü sahneyi anlıyoruz.İnsanın hayat sahnesine, kendine özgü bir açıdan bakıp, kendi algısı ve kendi tercihleri doğrultusunda onu yorumlaması ve bunu ifade etmesi “yaşama felsefesi”nin yöntemini oluşturuyor. Bu yöntemi uygularken, insanın dünyaya adım atmasını mümkün kılan aşktan başlayarak, onun hayatının belli başlı evreleri üzerinden süregiden kronolojik bir dizgeyi esas aldık.Aşk ve doğumla başlayan maceramız, aile, eğitim, çalışma, değerler, dostluk, özgürlük, güvence, korku, rekabet, dil gibi hayatın ana durak ve dayanakları üzerinden devam ederek, onu bir anlam ve değer bütünlüğü içinde kavramayı amaçlıyor.