Her birine haki renkte ağzı iple büzülen birer torba, postal, askeri üniforma, parka ve iç çamaşırı verdiler. Ellerinde elbiseleriyle banyoya girdiler. Yıkanıp askeri elbiselerini giydiler. Askeri elbisenin içinde Argişti aynada kendine baktı tanıyamadı bir insanın kendine bu kadar yabancılaşabileceğini ilk o zaman fark etti. Ona göre az önceki Argişti ölmüştü, artık yaşamıyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. Ölü biri için ne yapılabilirdi ? Argişti de yalan olmuş, rüyalarında korkarak gördüğü üniformanın içerisine girmişti. Elbiseler üzerine olmasına rağmen yüreği korkudan yerinden fırlayacak gibiydi. Çok tuhaf bir duyguydu. Hiçbir zaman asker olmayı düşünmemiş, askerliğe merak duymamıştı. Bu elbiseler içerisinde kendine karşı bir yabancılaşma hissetti. Babasına yapılanları o da başkasına mı yapacaktı, buna mecbur mu bırakılacaktı?