Kendimize bile itiraf ederken çekindiğimiz duygular vardır. Aşikâr olduğunda bütün gerçekliğini kaybedeceğini sandığımız ve hep bir boşlukta yuvarlanacağını düşündüğümüz hisler. Bir gün kendiliğinden ve aynı zamanda olması gerektiği gibi su yüzünde belireceğine inandığımız düşüncelerimiz. Hiçbir duygu, düşünce, his, anlam sahibinin aracılığı olmadan yansıyamaz. Biz birine gülümsediğimizde onu sevdiğimizi, ona zaman ayırdığımızda değer değer verdiğimizi, onun için fedakârlıklar yaptığımızda onu düşündüğümüzü anlamasını bekleriz. Ta ki onlar bunu farketmeksizin bir şekilde hayatlarımızdan çıkana dek. Ondan sonra arkalarından söylediğimiz binlerce cümle sadece yankı olarak kalır. Vaktinde söylenmemiş cümle, yerinde gösterilmeyen sevgi, geç kalınmış bir çaba insanın sadece saçını ağartır.