Çağdaş tiyatronun dehasıdır Bertolt Brecht... 20. yüzyılda tiyatronun geleneksel kalıplarını yıkarak yerine koyduğu yepyeni, özgün, deneysel metotlarla sadece tiyatronun asi ve cesur çocuğu olarak kalmadı, oyun, şiir, hikâye, düzyazı, roman, deneme, inceleme, eleştiri alanında on bin sayfalık bir külliyat bıraktı geriye. Bir dönemin kültür tarihini derinden etkilemiş olmasının yanı sıra iki dünya savaşı sığdırdığı hayatı boyunca eserlerinin yakılıp uzun yıllar sürgünlerde yaşamasına karşılık savaş karşıtı sert ve kararlı tutumundan da hiçbir zaman ödün vermedi. Genç bir nihilist olarak adımlarını attığı mücadele dolu hayatına karakterli bir komünist olarak devam etti. Kirli siyasete hiç bulaşmadan varlık gösterebildi dünya sahnesinde. Hayatı fikirlerle olduğu kadar kadınlarla da doluydu. Sürgünden sürgüne giderken karısıyla birlikte sevgililerini de almıştı yanına. Bir arada kalamazlarsa Hitler faşizmine karşı koyamayacaklarına inanmışlardı. Birlikte güçlü, mutsuz ama ümitliydiler. Brecht’i ve mücadelesini tanıdıkça onun hem hiciv ve isyan dolu hayatında hem de her biri bir yaşam tavrı sayılan yapıtlarında yepyeni ufuklar, düşünceler ve umut bulacaksınız.