Sadece felsefe tarihi olarak değil, bilim ve kültür tarihi bakımından da Viyana, 20. yüzyıl Avrupa tarihinde en ayrıcalıklı yere sahip olan kent olarak karşımıza çıkar. Ayrıca ekonomi, sanatın her dalı, mimari ve mühendislikte bu yüzyılda en verimli çalışmalar yine buradan çıkmıştır. Bunun sebepleri tartışılabilir; dört farklı ülkeye komşu olması, dolayısıyla kültürel bir merkez konumunda bulunması ya da Avusturya’nın ekonomik temelleri, üzerinde en çok durulan açıklamalar olagelmiştir. Ne olursa olsun önümüzde -en azından elinizdeki bu kitap özelinde- görkemli bir felsefi/düşünsel gelenek meydana getirmiş bir kent durmaktadır. 1924’te perşembe akşamları Boltzmanngasse’de felsefenin güncel veya geleneksel sorunlarının tartışıldığı bir Çevre toplanır. Felsefecilerin yanı sıra farklı disiplinlerden bilim insanlarının da katıldığı Çevre 1929 yılında yayınladıkları bildiride (Bilimsel Dünya Anlayışı. Viyana Çevresi) kendilerini resmen dünyaya duyurur. İşte bu çalışma, neredeyse bir asır önce yayınlanmış bir bildiri ve bu bildiri çevresinde bir araya gelmiş filozoflar, bilim insanları, matematikçiler ve diğerlerine odaklanır. Kurucu metinler vasıtasıyla, yüzyılın en önemli felsefi akımlarından birini tanıtır.