Dünya biraz daha küçülmüş…Ülkeler birbirlerine daha da yaklaşmış ve sınırlar önemini iyice yitirmiş…Ama insanın en derinlerinde varlığını koruyan aşk, yüzyıllar da geçse yaşam enerjisi üretmeye devam ediyor…Ne güzel…“Venüs’ün İzleri” 2040 yılından sesleniyor okuyucuya.Yakınlaşan sınırlar arasındaki yolculuğu Türkiye ve İngiltere arasında geçen kahramanımız Lale, karşılaştığı pek çok zorluğun ardından kendini keşfetmiş ve hayattan ne beklediğini bilen güçlü bir kadındı… Ta ki hiç beklemediği bir anda ‘eski bir dostla’ yeniden karşılaşana kadar…Bu eski dost, Lale’nin hayatını yeniden sorgulamasına neden olacak bir duraktı. O güne dek bilinen her şeyin önem sırasını değiştirecek belki de tek duyguydu Lale’yi durduran: Aşk…Kendine benzeyeni sevmek kolaydır, sınırlarını bilir, tehditleri ön görürsün. Oysa Lale’nin aşkına, hiç bilmediği bir kültürün izleri ve sınıfların ayrışması da eşlik edecekti…“Tüm izlerime dokun…”