Biz daha dünyaya gelmeden evvel Âdem’e Rab’den verilen hediyelerden biridir kelam. Kelam hâsıl olduğundan bu yana kalbin sesi dil ile kulağa taşındı. Söz uzadıkça etkisi azaldı, akılda tutulması hatta anlaşılması zorlaştı. Dimağlarda sözün ya başı ya da sonu kaldı. Bu nedenledir ki sözün kısası, lafı dolandırmadan bir nefeslik söylenmesi makbul oldu. Her söz söylendiği anda başlamamıştır aslında. Daha yeni duyulmasına karşın sözün oluşmasına zemin hazırlayan olaylar dizini vardır “Ezel” dediğimiz. Varlığımızın doğumumuz ile başladığı düşünülse de ikinin üçüncüsü olarak göz açtık bu âleme. Şu anda varolan eslaftan yadigâr. 41 günde kendini yazdıran Ve Velhasılıkelam’ın kaynağı, yengilerimi besleyen yenilgilerimdir. Ve velhasılıkelam, velhasılı meram... SÖZÜN ÖZÜ Her söz giremez Dövülmeyince kulağın örsündeSağanak yığınak Dolanır durur zihin dehlizinde Ta ki yürek ses verene dek. Sözün özü, demi yüreğinSahi gördün mü, âdemden başka sohbet edeni? Tülay ENEZ