“Bir genç adamla evlenmek benim için o kadar istenilecek bir şey mi? Yaşamayı birlikte öğreneceğiz ama ne döğüşlerle... O olgun genci nerede bulacağız? Hadi bulduk, kafa dengi olacak mı? Hadi kafa dengi de oldu, bir ev kurup yerleşmek için bir ömür uğraşacağız. Ne üzüntüler, ne gözyaşları...” Yalın dili ve üslubuyla erken dönem Cumhuriyet yazınının önde gelen isimlerinden olan Memduh Şevket Esendal, 1930’lu yıllarda geçen Vassaf Bey romanında yeni tipte bir insan arayışına koyulur. Yeni devletin yeni insanlarına örnek olarak da evvela bir kadın karakterin tahliline girişir. Evde kalma korkusu yaşayan Perihan arkadaşları ve akrabalarının yardımından umudu kesip gözüne kestirdiği, babasının arkadaşlarından Vassaf Bey’in peşine düşer. Ancak bu arzusunu ilettiği ileri yaştaki Vassaf Bey’den olumlu bir cevap alamaz. Yaşıtlarının düğün maceralarıyla geçen bir sürenin sonunda Vassaf Bey’in ölüm haberini almasıyla hayatı hiç beklemediği bir yola sapacak ve bu yeni hayatı Perihan’ı Ankara’dan İstanbul’a, ticaret hanlarının, avukatlık ofislerinin ve yalıların puslu, bilinmez dünyasına sürükleyecektir. Memduh Şevket Esendal’ın vefatı sonrasında ortaya çıkarılan Vassaf Bey romanı bitirilememiş olmasına karşın genç cumhuriyetin yeni kuşağına kulak veren anlatımıyla yazınımızda dikkate değer bir eser. Metni, Esendal’ın romanın ilk bölümleri üzerine yaptığı çalışmalarla birlikte sunuyoruz.