Varlık her zaman varoluşun ve varolanların arasına gömülmüş olarak izlerini belli eder. Varlıkla yüzleşen ve‘müstesna’ bir fail olan Dasein’a kendisini duyuran izler, onun çeşitli ruh hâllerine bürünmesine neden olur.Varlık, ona doğru sorular soranlara, bir çeşit olay gibi açılır. Ama aydınlandığı anda yeniden karanlığa gömülür.Varlık İzleri, klasik bir sözlük çalışması değildir, Heidegger’in yapıtına bir bakış denemesidir. Genel birdeğerlendirmeden çok, ışık ve ses gibi temel fenomenler etrafında düşünürün temel kavramlarını yorumlamaçabasıdır.Özgür Taburoğlu, Heidegger’in temel eseri Varlık ve Zaman’dan önceki ve sonraki varlık anlayışlarınıngeçirdiği değişimlerin de işaretlerini takip ediyor. Öncesinde kararlı ve iradeli bir duruşla varlığın önündekiperdeleri aralamaya çalışan Dasein’ın, sonrasında varlık hakkında daha çok düşündüğünü, onu seyre daldığınıortaya koyuyor. Varlığa teknik çerçeveler, hazır görüşlerle yaklaşmanın tehlikelerini sergileyerek, ona, şiirlive sabırlı biçimde eşlik etmeye çalışıyor.