“Sizler âşık olursunuz, sevdayı bilmezsiniz ama merak etme, sana sevdayı öğreteceğim, çünkü ben bu yaşıma kadar onu bir çocuk gibi besledim, ilmek ilmek işledim.” diyordu Havin. Miran’ın Havin’i... Çevresi korumalarla çevrili, izole edilmiş bir hayatın içinde bile mağrur; büyük baskılar altında bile yalnızca kendisi olabilmeyi başarmış, bir kalemde silip atmaları ile meşhur güzel gözlü Havin. Miran, daha ilk anda bu aşkın içinde kaybolacağını hissetmiş, ilk anda gözü ondan başkasını görmez olmuştu. Nereden bilecekti ki onu da hiç göremeyeceğini? Bu roman, yalnızca büyük bir aşkı anlatıyor demek büyük haksızlık olur. Her şartta, her koşulda, yalnızca öylece dururken bile ötekileştirilebilen; ezilen ve daima hor görülen bir halkın ortak yazgısını da bu büyük aşka harmanlamış yazar. Okurken içinizde bir yerin acıdığını hissedecek, dünyanın acımasızlığına daha yakından bakacaksınız.