...“Biraz yanar çıkarız” diye düşünmek, sadece şeytanın aldatmacasıdır. Aslında biz Kur’ân-ı Kerim ile hiç tanışmamışız. Ninemizden, dedemizden, anamızdan, babamızdan ne gördüysek, onu din sanmışız. Canımızdan çok sevdiğimiz sevgilimiz ya da canımızdan bir parça evladımız bize bilmediğimiz dilde mektup yazsa, ne yapardık? Önce acaba ne demiş diye, o dili bilen birine mektubu çevirtirdik. Sonra da ezberleyene kadar okurduk. Belki de mektup koynumuzda uyurduk gecelerce “Cancağızımızın kokusu sinmiştir üzerine” diye. Peki, Allâhu Teâlâ bize Kur’ân-ı Kerim’i göndermiş, Âlemlerin Rabbinden bize gelen mektup olan Kur’ân-ı Kerim için tavrımız ne?