Müzik, etki alanı bakımından diğer sanatlara göre yaygın kullanılan bir sanat dalı, ancak tasarımı bakımından son derece soyut bir alandır. Bu tasarım çoksesli müzikler söz konusu olduğunda durum başka bir boyuta evrilmekte, seslerin yatay/dikey uyum ve uyumsuzluk ilişkilerine hâkim olmayı zorunlu kılmaktadır. Nur Güler, müzik sanatının bu karmaşık ses evreninin şifrelerini çözmüş, tonal ve makamsal ses kümeleri arasındaki gerilim çözülüm ilişkilerini derinden kavramış bir müzik eğitimcimiz. Onun bu kitapta yer alan eserlerindeki tınılarına kulak verdiğimde, öğretmeni olmakla gurur duyuyorum. Nur Güler’in ses bileşkeleri gökkuşağı gibi; kırmızıdan lâciverte, eflâtundan mora, ses evreninin farklı renklerini ve açıktan koyuya, sığdan derine farklı imajlarını yansıtmaktadır. Sevgili Nur’un bu müzikal anlatımının müzik sanatımıza farklı zenginlikler getireceği düşüncesindeyim. Dileğim bu tını zenginliklerinin yurdun dört bir yanında hayat bulması, çalışma odalarında, evlerde ve konser salonlarında paylaşılmasıdır. Dr. Salih Aydoğan