Demokrasi, insanlığın yüzyıllar boyunca bulabildiği en iyi yönetim biçimidir. Demokrasiyi sürekli kılmak, onun dayandığı ilke ve kurumları bir bütün olarak geliştirebilmekle olanaklıdır.Türkiye, inişler çıkışlarla da olsa 1946’dan buyana yaklaşık 75 yıldır çok partili siyasal hayatı sürdürmektedir. Türkiye demokrasisi açısından en büyük sorun, kuvvetler ayrımına ve hukukun üstünlüğüne dayanan ve “yasalara uygun olarak iyi işleyen” bir devlet mekanizmasının bulunmamasıdır. Üstelik 2017 Anayasa değişiklikleriyle “tek adam yönetimi” yasallaşmıştır. Türkiye’de demokratik rejimin varlığı ve işlerliği, devletin bütün kurum ve kurallarıyla yeniden inşa ve tanzim edilmesine bağlıdır.Bu kitabın amacı, Cumhuriyetin kurucularının hedeflediği çağdaş demokrasinin ülkemizde yerleşmesine ve kökleşmesine katkıda bulunmak, bu doğrultuda Türkiye’de demokrasinin eksikliklerini ortaya koyarak, toplumun, ilgili tüm kurum ve kuruluşların katkısıyla bu eksiklerin giderilmesine çalışmak ve ülkede demokrasinin pekişmesine katkı sağlamaktır. Özetle, çağdaş bir anayasa ile güçler arasında dengenin yeniden kurulmasıyla, hoşgörü ve uzlaşmaya dayalı bir siyasal kültürün geliştirilmesiyle Türkiye’nin demokrasi sınavını başarıyla vermesine yönelik bir çabadır.