Özgürlükle eşitliğin birlikte var olduğu bir toplumun iyi bir toplum olduğunu düşündüm.” Ayşe Buğra’nın bu temel kaygı etrafında şekillenen sosyal bilim hocalığının ilham verdiği bir kitap bu. Piyasa toplumuna, emek süreçlerine, sosyal politikalara, hep eşitlik ve özgürlüğün hakkını verme kaygısıyla bakan kapsamlı bir derleme. Derlemedeki yazılar, bu temel meseleleri, özgül bağlamlarda derinleştiriyorlar. Türkiye kapitalizmini devlet-piyasa karşıtlığına indirgemeden anlamaya çalışırken, yerel yönetimler ve hükümet-iş dünyası ilişkilerine, özelleştirme karşıtı hareketlere, kentsel toplumsal mücadelelere eğilen çalışmalar bu çabanın bir faslıdır. Sosyal politika alanındaysa, sağlık ve eğitim sistemlerine, kırsal yoksulluğa, emeklilik rejimine, aile merkezli muhafazakâr sosyal refah politikalarına mercek tutuluyor. Emek süreçleri ve çalışma hayatının değişen dinamiklerini de kadın istihdamı, işe alım “endüstrisi”, iş cinayetleri ve gerek “uyumlu” gerek “asi” sendika deneyimleri bağlamlarında görme olanağı buluyoruz. Eşitlikle özgürlüğü birlikte düşünme idealini, farklılıkları “tanıma” duyarlılığıyla bağdaştıran yazılar, çerçeveyi tamamlıyor: Alevi hareketinin eşit yurttaşlık talebi, çok kültürlülük ve post sömürgecilik ekseninde kadın hakları, toplumsal kategorileştirmeleri sorgulama fırsatı olarak “Çingenelik”, çocukluğun dönüşümü…