Türkiye modernleşme süreci, aynı zamanda vatandaşlığın inşa sürecidir. Bu amaçla ulus devletlerin, inşa sürecinde en yoğun kullandıkları aygıt, eğitim sistemidir. Milli kimliği baskıcı yöntemlerle başat kimlik yapmaya çalışan egemenler, bir tehdit olarak gördükleri bütün alt kimlikleri baskı altına alırlar. Ulus devletlerde zorunlu eğitimin altında yatan temel gerçeklik, aslında eğitim mekanizmasının makbul vatandaş yaratma iradesidir. Egemenlerin bu çabası, esasında yurttaşların yaşam biçimleri ve kolektif kimlikleri ile bir çatışma yaşar. Bu gerilim, sürecin nihayetinde oluşan vatandaşlığı belirler. Usta kalem Birol Çaymaz Türkiye’nin en önemli meselelerinde biri olan işte bu ikilemi can alıcı yerinden çözümlüyor. Tarihsel olarak eğitim mekanizmasında, neler olup bitmiştir? Sahada kim nasıl düşünüyor? Yazarlar, akademisyenler neler söylemiş? Elinizde tuttuğunuz bu kitap her birini derli toplu anlamak için çok iyi bir başucu kaynağıdır. Birol Çaymaz analiz yapmakla da yetinmiyor. Bu günden yarına, vatandaşlık nasıl olmalı, nerelere evrilmeli, iklim krizi, enerji, tarım ve ekolojik yurttaşlık gibi, dünyada dahi yeni yeni tartışılan meseleler üzerine dikkati çekmeyi başarıyor.
