Türkiye’de sosyalist solda, ülkenin modern dönem tarihinin yorumunda iki düşünce akımı önde oldu. İki akımdan biri, sol Kemalizm, bütün tarihi aydınlanma, laiklik, cumhuriyet kategorilerine sıkıştırılmış bir çerçevede kavradı, nesnel gelişmeleri hep belirli toplumsal ya da siyasi aktörlerin düşüncelerine ve ideolojik “seçiş”lerine bağladı. Sol Kemalizmin hâkimiyeti 1980’e kadar devam etti. Ancak 12 Eylül darbesinin ardından, dünya solundaki sivil toplumcu dalganın da etkisiyle Türkiye solunda Kemalizmin görünüşte toptan eleştirisini içeren bir alternatif yaklaşım doğdu. Sol liberalizm kısa süre içinde önce Türk, sonra Kürt solu içinde büyük mevziler kazandı. Bu ideolojik akım, bütün tarihi bir devlet-sivil toplum mücadelesi olarak okuyor, burjuvaziyi, hatta dinî hareketleri demokrasinin baş aktörleri olarak kodluyordu. Sungur Savran’ın daha önce dört baskı yapmış olan bu kitabı, soldaki iki akımı köklü biçimde karşısına alarak toplumun tarihî gelişmesini esas olarak sınıf mücadeleleri temelinde yorumluyor. Böylece bir yandan 20. yüzyıl Türkiye tarihini Marksist metodoloji merceğinden yorumlarken bir yandan da bu iki ideolojik akıma sert darbeler vuruyor. Yazarın şu sıralarda üzerinde çalışmakta olduğu ikinci cilt ise günümüz Türkiye’sini sınıf mücadeleleri temelinde analiz edecek.