Tarih; geçmişle gelecek arasında bir köprü görevi görerek, insanların, kurumların, devletlerin ve toplumların hafızasını inşa etmek gibi çok mühim bir işleve sahiptir. Bu mühim paradigmayı fark edenler, toplumları diledikleri gibi yönlendirebilmek amacıyla tarihi tahrif edebilirler ki bu tehlikeye Ulu Önder Atatürk "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır" sözleriyle işaret etmiştir. Özellikle resmi tarih ya da resmi olmayan tarih söylemlerinin en fazla kullanıldığı alan Türkiye Cumhuriyeti Tarihi'dir denilebilir. Birinci Dünya Savaşının sonunda bir devir kapanmış, Osmanlı Devleti de tarihteki yerini almıştır. Fakat üzerinden yüz yıl geçmiş olmasına rağmen dağıtılan Osmanlı topraklarının da önemli bir kısmını oluşturan coğrafyalarda; Balkanlarda, Kafkaslarda ve Ortadoğu'da emperyalist güçlerin örtülü ya da açık işgalleri bitmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti, yıkılan Osmanlı Devleti üzerinde küllerinden doğmayı başarabilmiş, Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde modernleşme sürecini başarıyla gerçekleştirmiştir. Bu kitapta, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinden Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatına kadar olan Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinde görev yapmakta olan seçkin tarihçiler tarafından yeni kaynaklar ışığında ve objektif bakış açısıyla değerlendirilmiştir. Resmi tarih söylemlerinden uzak, erken Cumhuriyet dönemine ilgi duyan herkese başvuru eseri olarak önerilmektedir.