İsyanlar Türk tarihinde önemli bir mevki işgal ederler. Gerek İslâm öncesi Türkdevletlerinde ve gerekse Türk-İslâm devletlerinde isyan hadiselerine sık sık rastlanmıştır.Tarihimizin bu mühim meselesini ve bu fiillere tatbik edilen müeyyideleri anlamak, yine fiilîbir isyan söz konusu olmasa dahi icra edilen kardeş katli uygulamalarını ve siyaseten katlmüessesesini idrak etmek, bahse konu hukukî mefhumlara tarihî gelişim süreci içerisindenbakmayı gerektirir.İtaat beklentisinin mutlak olduğu toplumlarda isyan sayılan suçların muhtevası geniş,unsurları muğlak, müeyyidesi şedit, muhakeme vetîresi sathîdir. Buna mukabil itaatbeklentisinin şartlı olduğu toplumlarda isyan sayılan suçların muhtevası dar, unsurları net,müeyyidesi müsamahakâr, muhakeme vetîresi ciddîdir. Bu hakikat, sadece Türk ve İslâmtarihi için değil fakat Batı tarihi için de aynen geçerlidir. Zira isyan suçu, tüm siyasî suçlargibi içerisinde vukû bulduğu cemiyette geçerli hâkimiyet telakkisi ile yakından alakalıdır. Busebeple denilebilir ki isyan suçunun tetkiki, hâkimiyet telâkkisinin idrâki ile mümkündür.