Yıllar boyunca yayınlanmış eski dergiler, kitaplar, akademik tezler ve çeşitli yayınlardan elde ettiğim arşivi derleyerek bu çalışmayı tamamlamış bulunmaktayım. Bu yayın “Türk Opereti” üzerine hazırlamakta olduğum başka bir kitapla devam edecek. Aslında ilk başta amacım Cumhuriyet ile beraber sanatsal ve kültürel alanlardaki değişimleri incelemekti. Bununla birlikte kendimi otuzlu yıllarda bir moda halinde gelen Türkçe Tangolar ve Türkçe Operetler dünyasında buluvermiştim. Türkçe Tangolar gibi önemli bir konuyu doğru ve hatasız anlatabilmek adına binlerce sayfa radyo dergisi, hatırat, yüzlerce makale, tez araştırması ve gazete taraması da yapmak gerekti. İki yıl boyunca çalışarak kaleme aldığım Türkçe Tango besteci ve yorumcularımıza dair bilgiler içeren portreler bölümü bugüne kadar ülkemizde yayınlanmış en kapsamlı ve derli toplu bir bölümdür. Bu kitapta bir dönemin popüler olan, günümüzde artık mazide kalmış Türkçe Tangoların bestecilerini, yorumcularını ve bu sanata emek vermiş insanları hatırlamak için arşivin tozlu raflarında hep birlikte bir gezintiye çıkıyoruz. Gramofonun yeni yaygınlaştığı ve radyo tecrübelerinin ilk yıllarında eserler verilen Türkçe Tango besteleri, Türk insanının duygularının bir ifade sembolüydü. Daha önce klasik Türk Musikisi plaklarının seslendiği gramofonlardan, bu yıllarda hoş melodili, romantik tangolar işitilmeye başlanmıştı. Her bir müzik türü farklı ülkelerde kendi kültürüne evrilerek gelişim gösterirken, Arjantin Tangoları dünyanın dört bir tarafına yayılarak o ülkeye özgü gelişim göstermiştir. Halkların duygularına tercüman olan müziğin melodileri, dili ne olursa olsun hemen insanın ruhuna işlemekteydi. Bu kitapta tangonun Türkiye’de ortaya çıkmasının perde gerisindeki dönem atmosferini de inceliyoruz. Türkçe Tangolar alaturka ve alafranga müzik tartışmalarının hararetlendiği zaman diliminde ortaya çıkmış, sosyal ve kültürel yaşamda ise pek çok şey değişmeye başlamıştır.