“Falih Rıfkı Atay’ın sürükleyici, zengin muhtevalı, zıt görünüm ve olaylara dayanarak tezlerini savunan bir üslubu vardır.” Prof. Dr. İlber ORTAYLI “Osmanlı İmparatorluğu’nun derinliğine, genişliğine azametini tasavvur ediniz. Eğer bir gün Osmanlı Türklüğünün destanını yazmak isteyen bir şaire bu coğrafyanın içinden bir isim vermek isterseniz, Tuna’dan gayrısını seçebilir misiniz? Tuna, Osmanlı Türklüğünün bağrından akar. Bu tarihi neresinden dinleseniz onun çağıltısını duyarsınız. Akınlar, zafer ve bozgunlar! Ve hepsinin peşinden, ileri veya geriye doğru, bitip tükenmeden göçler! ... İmparatorluk eski rüyalarına dönmek ve Balkan milletleri vatanlarını ve hürriyetlerini tamamlamak için maziyi sadece bir kin kaynağı olarak kullanmakta haklı olabilirlerdi. Fakat şimdi hepimiz kendi yurtlarımızdayız. Ben bu satırları Sırbistan, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Arnavutluk, Yemen, Hicaz, Şarkî Ürdün, Filistin, Suriye, Irak, Mısır, Trablusgarp, Tunus ve Cezayir gibi tam ve yarı müstakil on iki devlet ve üç büyük sömürge veren Osmanlı İmparatorluğu’nun on üçüncü parçası üstünden yazıyorum. Ne bizim ne başkalarının tarih dersini, çocuklarımıza intikam ve irredantizm terbiyesi vermek için kullanmaya ihtiyacımız kalmadı. Bilakis Tuna’nın yeni kıymeti Balkan milletleri ile aramızda ebedî hatıra birliği olmaktır. Niçin hep beraber onun suları üstüne eğilerek maziyi konuşmayalım?” Falih Rıfkı ATAY