Doğa nedir? İnsanlığın doğadaki yeri nedir? Toplumun doğal dünya ile ilişkisi nedir?Bir ekolojik çöküntü çağında bu soruları yanıtlamak gündelik yaşamlarımız açısından ve bizimle birlikte diğeryaşam biçimlerinin yüz yüze geleceği gelecek açısından büyük önem taşımaktadır. Bunlar metafizik düşünceyeait uzak, hayali bir dünya ile ilişkilendirilmesi gereken soyut felsefi sorular değildir. Bu soruları şiirseleğretilemelerle veya düşüncesiz, sıradan tepkilerle, rast gele bir tarzda da yanıtlayamayız. Bunları yanıtlarkenkullanacağımız tanımlar ve etik standartlar, sonuçta insan toplumunun doğal evrimi yaratıcı şekildedestekleyeceğini mi, yoksa, kendimiz de dahil olmak üzere, bütün kompleks yaşam-biçimleri açısındangezegenimizi yaşanmaz hale mi getireceğine, karar verebilir.Bu kitaba Toplumsal Ekolojinin Felsefesi adını verdim, çünkü diyalektik doğalcılığın toplumsal ekolojinin entemel iletisinin desteklerini oluşturduğuna inanıyorum.Gerçekten de “Ekolojik Açıdan Düşünmek” felsefi ve etik olandan, toplumsal ve vizyoner olana doğrudan birgeçişi oluşturur. Ekolojik sorunlar ve fikirler üzerinde onlarca yıl düşünmek, bana, felsefenin özellikle de birdiyalektik doğalcılığın toplumsal kurama ve ekolojik sorunlara ilişkin anlayış gücümüzü engellemediğiniöğretmiştir. Aksine, bizlere bu sorunları tutarlı bir bütün içinde bir araya getirmek için ussal araçlar sağlar ve bubütünü daha doğurgan ve yenilikçi yönlere doğru genişletmek için bir çerçeve oluşturur.