“Kıyamet günü korkunç bir rüzgâr âlemin altını üstüne getirip bütün varlıklar yok olurken, sadece bir kurt ayakta kalmak için dayanacak. Önce tüyleri dökülecek, sonra derisi soyulacak, etleri lime lime kopacak bedeninden. Bütün ızdıraplara katlanacak. Ve son ana kadar direnecek.”Toprağa ve sulara ilk nefes verildiğinde, bütün dünya Altay Dağı’nın etrafında yaratılıyor. İnsanlar kavim kavim yeryüzüne dağıldığında, Türkler Altay Dağı’ndan dünyaya hükmediyor. Bir zaman sonra Türkler yok olmanın eşiğine geldiğinde, adları sanları silinmesin ve Tanrı töresi yeryüzünden kalkmasın diye bir yiğit ortaya çıkıyor: Demirci soyundan ve kıyamete kalan kurdun ruhundan yaratılan Temirkut.Kayın ağacından doğdu, demir ruhlu bir ata bindi ve kara çelikten gök pusat kuşandı. Türklerin dara düştüğü zamanlarda yardıma gelmek tek vazifesiydi. Tıpkı kıyamete kalan kurt gibi, bütün zorluklara rağmen ayakta kalmak üzere ant içti.Şimdi o bir yüce vazife için yeryüzüne iniyor. Ve demir atlı, gök pusatlı Temirkut’un kıyamete kadar sürecek nefes kesen yolculuğu başlıyor.