Buzullar eriyor, birçok bölgede kuraklık yaşanıyor, tarım arazileri yokoluyor, zaten kirlenen su, hava, toprak kirliliği sürekli artıyor, binlercevaril petrol, plastikler denizleri ve hatta okyanusları kirletiyor, çatışma vegerginlik şiddetini artırıyor ve biyolojik ,kimyasal silahlar insan ve doğayıöldürüyor, salgın hastalıklar milyonlarca can alıyor ve sürekli şekil değiştiriyor,evlerini zorla terk etmek ve kendine bir yaşam alanı bulmaya çalışan insanlar“mülteci” olarak aşağılanıp eziyet ediliyor, hayvanların habitatları yokediliyor vs….tüm bu yaşananlara tepkisiz kalamayan doğa kendini sınırları aşanfelaketleri ile gösteriyor.
Sanki bunların kaynağında yüzyıllardır doğayı sömüren birkaç ülkeninmihmandarlığındaki iktisadi, siyasi faaliyetler yokmuş gibi, bu sorunlarıkendilerine güvenlik tehdidi olarak görüp yine aynı faaliyetler ile aynısorunların artmasına neden olmaktadırlar. Çözüm olarak münferit uygulamalarharicinde koruyucu ve uygulanamayan bir dizi uluslararası zirve ve programlarınkararları dünyaya sunulmaktadır. Ancak bu sorunlar çok boyutlu iktisadi vesosyal dönüşüm ile çözülebilir ve bir güvenlik tehdidi olarak da güvenlikpolitikaları kapsamında geçmiş ve gelecek, neden ve sonuçbağlamında araştırılarak ve sürdürülebilir sosyal, siyasal, ekonomik hattapsikolojik stratejiler ile bu tehditlerin güvenlikleştirilmesi sağlanabilir.