Çocuklara düşünceleri, duyguları ve davranışları arasındaki ilişkileri öğreten etkili bir kaynak! Taco ile tanışın. Dünyanın ondan büyük beklentileri var. Kendisinin kendisinden olan beklentileri dünyanınkinden de beter… Taco hep güçlü, sağlam, dimdik, düzenli olmak zorunda olduğunu düşünüyor. Bu yüzden kendisini çok yetersiz hissediyor. En sonunda bu zor düşünce ve duyguların baskısına dayanamayınca kabuğu çatlıyor ve malzemeleri etrafa saçılıyor, Taco dağılıyor. Hikayenin baş kahramanı Taco, nasıl bir taco olduğunu sorgulamaya başladığında hem kendisi hem de arkadaşları mükemmel olma çabasının onu ne kadar zorladığına şahit oluyorlar. Bu farkındalık pek çok soruyu da beraberinde getiriyor: “Taco harika bir taco olmak için gerekli şeylere sahip mi? Mükemmellik denilen şey bu kadar gerekli mi? Yoksa mükemmel olmadan da güzel bir taco olmanın bir yolu olabilir mi?” Bu soruları arkadaşlarının da yardımıyla anlamaya çalışırken, mutlu hissetmeye giden yolun kendini olduğu gibi kabul etmekten ve sevmekten geçtiğini fark ediyor. Taco, çocukların düşünceleri duyguları ve davranışları arasındaki ilişkileri kavramalarına yardımcı olurken, olumsuz iç seslerin bir süre sonra ne denli istila edici olduğuna dikkat çekiyor. Değişimin içeride başladığını keşfetmesi ve arkadaşlarının desteği, zorlayıcı deneyimlerin üstesinden gelebilmesini kolaylaştırıyor. Kapsayıcı ve eğlenceli bir dille yazılmasının yanı sıra bilimsel dayanaklarla desteklenmiş bu kitap, bilişsel-davranışçı psikoterapi yaklaşımına ait temel kavramları anlaşılır bir dille çocuklara sunuyor ve hikaye oldukça önemli bir mesajla bitiyor: Nasıl düşündüğümüz nasıl hissettiğimizi etkiler, duygularımız da eylemlerimizi belirler. Unutmamalıyız ki ne düşündüğümüz ve hissettiğimiz, kim olduğumuz üzerinde etkilidir. Lezzetli yemek teması ve kelime oyunlarıyla dolup taşan bu eğlenceli kitap, okurlarının yaygın düşünce hatalarını anlamalarını sağlıyor. Bununla birlikte olumlu iç konuşmaların güçlü ve özgüvenli hissedebilmek üzerindeki önemli etkisinin altını çiziyor. Kusursuz olmaya çalışmanın ne denli kusurlu bir bakış açısı olduğunu mizahi yollarla ortaya koyarken kendimizi olduğumuz gibi sevebilmenin önemini anlamamıza yardımcı oluyor.
