İçinde aşırılığın büyümesine izin verme, demiş Hesiodos. Aşırılık kurban eder çünkü kalbi ruha. İnsanoğlu aşırılığa yatkındır ve onu sürükleyen ip daima meraktır. Sorularımızın cevaplarını arıyoruz hepimiz. Bu hikayede de dert soruları sormak aslında. Mutlu olmak için tercihler yapmak üstüne belki. Tercihleri aldanışlara mı bağlamalı yoksa farkındalıklara mı? Her biri yaratıcı, her biri zeki, her biri insan: Azra, Haluk, Seren ve Deniz. Her biri bir tercih. Soru hangimiz Azra, kaçımız Haluk, kim Seren ve ne kadar Deniz? “Azra kıpırdayamıyordu. Burnunun ucunu yavaşça saçlarına gömmüş bu adamdan kaçamıyordu. Deniz konuştukça kocaman bir hayal dünyasına hapsolmuş ama bu gönüllü tutsaklık devam etsin isterken buluyordu kendini. Deniz’in fethedeni kendi hayaletiydi demek. Kalbinden havalanan kelebekler midesine hücum ederken korkunun, hayatın, evliliğinin çok uzağında hissediyordu yine kendini.”