Dördüncü Murad, şöhretini askerî dehâsı kadar emsalsiz otoritesi ile yaptı. Yılmaz Öztuna, o emsalsiz üslûbuyla, IV. Murad’ın otoritesini niçin “devlet terörü derecesinde” kullandığını; otorite kullanmak yeteneğini nasıl kazandığını açıklamak için onun biyografisinin tek başına verilmesini yeterli görmemiştir. Sultan Murad’ı böyle bir politikaya sevk eden sebepleri, halkımızın Genç Osman dediği ağabeyi İkinci Osman’ın başına gelenleri hatırlamaksızın sergilemek, kavramak, kavradıktan sonra anlatabilmek mümkün değildir. Zira Sultan Murad, ağabeyi Sultan Osman’a karşı uygulanan teröre, devlet adına kullandığı otorite ile cevap vererek, bozulmuş düzeni yeniden kurmaya çalıştı. Genç Osman denen -o zaman kendisine yakıştırılan tabirle- gayretlü genç arslan, Türkiye tarihinde, Osmanlı cihan devletini radikal (kökten) reforma tâbi tutmak isteyen ilk şahsiyettir. Şeyhülislâm Hoca Sâdeddin Efendi gibi bu reformun öncüleri varsa da, tatbikata geçen ikinci Osman’dır. Ve maalesef başarılı olamamıştır. İkinci Osman’ın düşündüğü reformlar, imparatorluğu kendi iç dinamikleri ile ıslâh etmeye dayanır. 18., 19. ve 20. asırlar Osmanlı reformları gibi Batı’ya (Avrupa’ya) dönük değildir.