Bu eser, demokratik düzeni ortadan kaldırmak maksadıyla gittikçe önemi artan fenomen anayasa değişikliği mekanizmalarının kullanımını ele alacaktır. Macaristan, Mısır ve Venezuela gibi farklı ülke gruplarındaki son olaylar silsilesi, anayasa değişikliği ve mevcut anayasanın değiştirilmesi araçlarının kolayca demokrasiyi zayıflatmak için otokrasiye meyilli şahsiyetler tarafından kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Demokratik düzende askeri darbeler ve diğer aşikar zorlamalar gözden düştüğünden iktidar sahipleri bunun yerine, kendilerinin iktidardan düşmelerini zorlaştırmak ile mahkeme ve denetim kurumlarını etkisiz hale getirmek veya bunları kendi maksatlarına alet etmek amacıyla sinsice değişikliklerle anayasal düzeni çalışıyormuş gibi göstermektedirler. Bu rejimde seçimler yapılmaya devam eder ve aslında rejim tam da otoriter değildir, bununla birlikte önceki rejimden çok daha az demokratiktir.Yeni rejim karşısında hem mukayeseli anayasa hukukunda ve hem de uluslararası hukukta demokratik koruma mekanizmaları büyük ölçüde etkisizleştirildiğinden, suistimalci anayasacılık sorunu da önemli ölçüde halledilmemiş olarak kalmaktadır. Alman Militan demokrasi anlayışı ve anayasa değişikliklerinin anayasaya aykırılığı doktrini gibi literatürde çok güvenilen mekanizmalar, uygulamada suistimalci anayasacılık tehdidini önlemede yetersiz kalmaktadır. Otokrasiye meyilli şahsiyetler bu durumdan kolaylıkla yararlanabilmektedirler.