YİRMİ ÜÇ DİLE ÇEVRİLEREK DÜNYANIN FARKLI KÖŞELERİNDEN ON BİNLERCE OKURA UMUT AŞILAYAN “SUFLE”, YENİ KAPAĞIYLA MACERASINA DEVAM EDİYOR! Gözlerini yemek kitaplarında gezdirirken içi de durulmaya başladı. İçinde güvende olduğunu bildiği bir yerdeydi tekrar... Düşünceleri duygularının çukurundan çıkmış, günlük hayata dönüş yapmıştı. "Kolay Tariflerle Dünya Mutfağı" aradığına en yakın kitaptı. Tariflere bir göz attıktan ve malzemeler için İstanbul’un en pahalı şarküterilerine gitmesine gerek kalmayacağına emin olduktan sonra kitabı almaya karar verdi. Sırtını raflara dönmeden önce bir başka kitabın kapağı dikkatini çekti. Aynı gün yorgun bir kadın ve kederli bir adamın da elinin uzandığını bilmediği kitabı tereddüt etmeden aldı. "Sufle: En Büyük Hayal Kırıklığı". Ferda elinde olmadan etrafına bakındı. Hayatın düşünceleriyle bu kadar net kesişmesine daha önce de tanıklık etmesine rağmen tesadüfe şaşırmadan edemedi. Birilerine anlatmak istedi, yanakları kızardı, fakat onun yerine sadece kasaya gidip parayı vermekle yetindi. New York, Paris ve İstanbul üçgeninde geçen, üç farklı yaşamı benzer acılar ve benzer bir iyileşme çabasıyla birbirine bağlayan “Sufle”, şimdiye dek yirmi üç dile çevrilip on binlerce okura ulaşmış muhteşem bir roman... Başkarakterlerinden kimi çok sevip kaybettiği eşinin acısını dindirmeye, kimi de yatalak olmak için elinden geleni ardına koymayan annesinden bir parça uzaklaşıp nefes almaya çalışırken mutfağa giriyor. Bazıları yeni bir düzen kurup epey zor bir tarif olan sufleyi yapmayı başarıyor, bazılarıysa hayatı gibi mutfağı da darmadağın ediyor. Perker bu kitapla, yaşamın virajlı yollarıyla suflenin yapımı ve pişme aşamaları arasında ustalıkla kurduğu sembolik bağın yanı sıra, insanlığın iyileşip yeniden ayağa kalkma çabasını da anıtlaştırıyor.