Hermann Broch, 19. yüzyılın klasik sanat biçimlerinden birini neredeyse tanınmayacak şekilde dönüştüren büyük 20. yüzyıl romancıları geleneğine aittir. Modern roman artık “eğlence ve eğitim” (Broch) işlevi görmüyor ve yazarları artık alışılmadık, duyulmamış “olay” (Goethe) anlatmıyor ya da okura “öğüt” (W. Benjamin) verecek bir hikâye anlatmıyor. Daha ziyade okuru, hikâyeyi anlayabilmesi için kendisini de dahil etmeye hazır olması gereken sorunlar ve kafa karışıklıklarıyla karşı karşıya bırakıyor. Bu dönüşümün sonucu, pasif büyülenme olasılığı en yüksek olan popüler bir sanatın en zor ve ezoterik sanatlardan biri haline gelmesi olmuştur. “Proust, Joyce ve Broch'un romanları (aynı zamanda her biri kendi tarzında bir sınıf olan Kafka ve Faulkner'ın romanları) bir yandan şiirle, diğer yandan da felsefeyle dikkat çekici ve ilginç bir yakınlık içerisindedir.” –Hannah Arendt “Avrupa edebiyatının Joyce'tan bu yana yetiştirdiği en büyük romancı.” –George Steiner