İlk romanı kırk beş yaşındayken yayımlanan Hermann Broch, Nazilerin Avusturya’yı ilhakının ardından sosyalist bir dergi bulundurduğu şüphesiyle kısa süreliğine hapis yattı ancak aralarında James Joyce’un da olduğu dostları sayesinde önce İngiltere, sonra Amerika’ya göç etti. Yazarın 1950’de yayımlanan Suçsuzlar’ı ise on bir hikâyeden mürekkep bir roman. 1913-1923-1933. Cinayet, şehvet, utanç, antisemitizm, ikiyüzlülük ve intihar. Nazizm yolundaki Almanya’da burjuvalar, yaklaşan tehlikeyle değil, başka dertlerle uğraşmaktalar. Einstein’ın genel görelilik teorisine karşı protestolar düzenlemekle mesela. Ve tüm bunların ortasında bir barones, bir matematik öğretmeni, bir hizmetçi ve diğerleri konforlu bir tür umursamazlığın mahkûmları âdeta. Uyuklamayı, sevişmeyi, herhangi bir toplumsal direniş eylemine tercih ediyor hepsi. Vergilius’un Ölümü’nün yazarı Hermann Broch hayattayken yayımlanan son eseri olan Suçsuzlar’da, Adolf Hitler’in yükselişine yol açan toplumsal çürüme ve apolitizmi anlatıyor. “Broch varoluşun bilinmeyen, yeni bir alanını keşfetti.” –Milan Kundera “Broch’un duyguları öylesine benzersiz bir şekilde gelişmişti ki o zamanlar ortalıkta dolaşan en ucuz açıklamalar bile onu özgünlüğünden uzaklaştırmıyordu.” –Elias Canetti