SATRANÇ Bir gemi yolculuğunda yaşanan inanılmaz bir satranç oyunuyla, aslında Zweig; Nazi ve Hitler dönemi Almanya'sını şiddetli bir dille eleştirmektedir. Brezilya'da sürgündeyken yazdığı bu kitap, gerilimli yapısıyla elinizden düşüremeyeceğiniz bir başyapıttır. BİLİNMEYEN KADININ YİRMİ DÖRT SAATİ “Gece; çatışma ve uzlaşmayla, tutku ve öfke ve nefretle, yalvaran ve inleyen gözyaşlarıyla öyle doluydu ki sanki bana binyıl gibi geldi. Ve uçurumla çevrili iki insan olarak birimiz çılgın, diğerimiz saftık ve o ölümlü kargaşanın içinden tamamen duyuları ve duyguları değişmiş ve dönüşmüş olarak çıktık.”Yaşamınızı birbirine bağlamak için “ve” kullanırsanız bitmek bilmeyen bağlaçlar zincirinde bulursunuz kendinizi. Yazarımız Zweig’de “Bir Kadının Yirmi Dört Saati”nde yaşanmışlıkları günümüzle bağlamaya çalışan karakterleri anlatıyor. BİR ÇÖKÜŞÜN ÖYKÜSÜ XV. Louis döneminde sarayda çok etkili olmuş aristokrat bir kadın olan Madam de Prie , aşk hayatıyla ve verdiği partilerle de herkesin dilindedir. Ancak bir gün kralın gözünden düşer ve ülkenin kırsal kesiminde kendisine ait eski bir malikanede inzivaya çekilir. İlk günler kendisini doğaya veren Madam de Prie için artık günler dayanılmaz şekilde uzun ve yalnızdır. Her şeye rağmen Madam de Prie Paris'e o, ışıltılı ve lüks hayatına, dönebilecek midir? BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU Küçük bir kızken gördüğü bir adama delicesine aşık olan bir kadının, son nefesine kadar bitmeyen aşkını bir mektupla anlattığı bu eserinde Zweig, dünyada bir kadının aşkından daha büyük ve tutkulu başka bir şey olmadığını okurlarına göstermektedir. YAKICI SIR 1920'lerin Avusturya'sı... Zengin bir ailenin on iki yaşındaki içine kapanık oğlu Edgar, astım problemi nedeniyle bölgedeki bir kaplıcada tedavi görmektedir. Bu sırada aristokrat bir baronla tanışır ve onunla arkadaşlık kurar. Baron, ona avcılık ve safari öyküleri anlatır ve çocuğu tam anlamıyla kendine bağlar. Ancak baronun, kendine hayran olan çocuğa karşı tavırları birden tam tersine döner. Baron artık sadece çocuğun annesiyle ilgilenmekte ve onunla bir gönül ilşkisine girmeye çalışmaktadır. Kıskançlığa kapılan ve ihanete uğradığını düşünen çocuğun duyguları, tehlikeli bir şekilde kontrolden çıkmaya başlar.