Hani insanlar korkularını anlatırken, “Karabasan gibiydi,” derler. Hani bazen, “Hayatımın en korkunç günüydü,” diye tanımlarlar. Hani gözleri yuvalarından fırlarcasına bakıp karşılaştıkları manzaranın korkunçluğunu yüz ifadelerine de yansıtır ya da konuşamaz, anlatamaz, nutku tutulmuş gibi öylece kalakalırlar. İşte bu; söz konusu korkuların ne kadar basit olduğunu anlatan, gerçek korkunun onlar olmadığını gösteren Selim’in hikayesi...