Türk tarihinin genişleme dönemlerinde sınırlı düzeyde de olsa ilişki içinde olunan, ancak Çarlık döneminde zayıflama eğilimine giren ve Sovyet döneminde tam bir kopukluğa uğrayan Türkiye ve Türk Dünyası ilişkileri otuz yılı aşkın bir süredir sağlam bir temele oturma eğilimine girmiştir. Bu süreç içinde, büyük umutlar ve arzularla geliştirilmek istenen ilişkiler, zaman zaman krizlere maruz kalsa da bu krizler Türk dünyasında içkin olan bir güç ile aşılmıştır. Küresel dünya düzeninde oldukça fazla dış baskıya maruz kalma ihtimali de olan Türk Dünyası, Türkiye gibi diğer bileşenleri ile birlikte geleceğe umutla bakmak için potansiyellere ve dayanaklara sahiptir. Bağımsızlık dönemlerinde Türkiye’nin Türk Cumhuriyetleri ile kurduğu ilişkileri titizlikle inceleyen elinizdeki kitap, Türk Dünyasındaki bütünleşmenin özellikle sosyolojik temelini izah etmeye yönelmektedir. Türk Dünyası, bütün olumsuz dış etkenlere rağmen ortak siyaset üretme gücüne her geçen gün güç katmaya devam etmekte, güçlü bağlarından hem kendi sorunlarını çözecek hem de dünyaya huzur soluyacak bir güç olarak büyümeye devam etmektedir.