Sedat’taki telaş, anlaşılır cinsten değildi. Duru, bir ara “Bu ne telaş, be” diyecek oldu ama demedi. Sedat köpürüyordu, Duru’nun bir an önce evden çıkmasını istiyordu. “Hadi çıkabilirsin, ben seni sonra ararım” dedi ve koca kale misali büyük tahta bir kapıyı açarak Duru’yu yolcu etti. Bu, Sedat’ın Duru’yu ilk, ama son olmayan yolcu edişiydi. Duru, üç dakika içinde kendisini kapının dışında bulmuştu. O demir kapı Duru’nun yüzüne kapandığında, aslında hayatında başka bir kapı açılmış olacaktı.Aşkla ve tutkuyla yaşayan herkese...Siyah Telaş, sadece bir kadının tutkusunu değil, binlerce kadının kalbinde başlayan ve bir gün bitecek yolculuğundaki kırılmaları anlatılıyor. Roman kahramanı Duru’nun saf ve temiz dünyasında biriktirdiği hayallerin peşinden koşmasının, aşkın gözyaşına sığınan isyan halleri üzerinden hayatta yer bulmasının dramatik öyküsüdür anlatılan. Duru bir sürgündür. Kalbinde sönmeyen bir alevle taşır aşkını. Ne yazık ki dünya sürgünleri kabul etmediği gibi; aşklarını da sallayarak telaşın kucağına atmaktadır. Aşkın, telaşın ve bir kadının iç dünyasındaki fırtınanın etkileyici ve sürükleyici bir romanıdır Siyah Telaş.