“Macaristan’ın Proust’u.” —THE NEW YORK TIMES Modern Macar edebiyatının en önemli kalemlerinden Gyula Krúdy’nin Binbir Gece Masalları’nın kahramanı Sindbad’ı başkahramanı yaptığı, hayal dünyasıyla hafızanın birleşimi denebilecek öykülerinde Sindbad aşk idealinin peşinde bir gezgindir. Melankolik bir şehvet düşkünü de olsa, baştan çıkardığı ve sevdiği kadınlar kendi arzusunun bir izdüşümü müdür yoksa kendisi mi o kadınların bir eseridir, bilinmez. Budapeşte’nin kalabalık sokaklarından, hiçbir şeyin değişmediği taşra kasabalarına kadar, bu gezgin Lothario gittiği her yerde eski aşklarıyla karşılaşır: Tuna kıyısında, bir zamanlar kur yaptığı pencerelerin altında, Eros ve Thanatos’un buluştuğu kiliselerde ve mezarlıklarda... Yalanlar, kötülükler, her türlü döneklikler affedilir; ve aşk, uğruna sebat etmeye, ağlamaya ve yaşamaya değer tek şey olarak yeniden tasdik edilir. Yankılar ve çağrışımlarla dolu bu derin kitap, ölmekte olan Habsburg İmparatorluğu’na erotik bir ağıt.