Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın yayımlanan ilk eseri Şık, “alafranga züppe” tipinin en ünlü örneklerinden Şatırzade Şöhret’in trajikomik hikâyesini anlatır. Dönemin yaygın anlayışı Batılılaşmayı sadece moda, zevk ve eğlence kısmıyla “taklit” eden Şöhret’in Madam Potiş adında bir kadının peşinde düştüğü komik halleri ve nihayet karakolda biten hikâyesiyle Şık, sadece Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın yazarlığı için değil, edebiyatımız için de önemli bir kilometre taşıdır. Yazarın, Şöhret üzerinden irdelediği aşağılık duygusu ve sonuçları bugün bile okurunu kahkahalarla güldürmeye devam ediyor… “Mesela, bu sene dar elbise giymek modadır, değil mi? Bizim Şatırzade kostümü o kadar darlaştırır ki diğer şıklarınki hakikaten onun yanında bol kalır. Yakalıkların enlileştiğini görünce, ertesi günü kulaklarının uçlarıyla temas edecek derecede enli bir yakalık diktirip takınır! İşte her süsü böyle benzetmeye veyahut benzetmeyi de aşırarak moda olan şey her neyse onun ifratını yapıp âleme gülünç olmaktan ibarettir.”