Schiller ve Goethe, Antik çağın o meşhur dostluk mitini, Castor ve Pollux, Orest ve Pylades, Achilleus ve Patroklus arasındaki canciğer dostluğu bilinçli olarak kendileriyle mukayese etmekten çekinmiyorlardı.Aynı zamanda yaşayan iki büyük şairin dostane birlikteliği, tarihte çok nâdir görülmüştür. Büyük sanatkârlar daha çok birlikte olmaktan kaçınırlar; çünkü birlikte hareket etmek çözülemeyen ihtilâfları da beraberinde getirebilirdi. Schiller ve Goethe’nin hayat boyu komşu olarak kalmayıp, bilâkis çifte heykellerinin sembolize ettiği üzere, dost bir “ikili” olmaları eşi ve benzeri bulunmayan bir şeydir.Schiller’in gençlik çağında yazdığı Die Freundschaft (Dostluk) başlıklı şiiri bile bunun delili sayılabilir: Ne mutlu! Ne mutlu! Seni buldum,Milyonların arasından seni seçtim,Milyonlar arasından benimsin senBırak şu kaos sallasın dünyayı,Sarsıversin harmanlasın atomları;Ebedî kalplerimiz birbirine sığınsın.